Milli voleybolcu İlkin Aydın, “Bölüyorum Ama” programında Aslı Kızmaz’ın sorularını yanıtladı. Spor, motivasyon ve örnek olmanın yükünü samimiyetle anlattı.

Milli voleybolcu İlkin Aydın, Aslı Kızmaz’ın sunduğu Bölüyorum Ama YouTube programına konuk oldu. Samimi açıklamalarıyla dikkat çeken Aydın, motivasyon kavramını, sporcu disipliniyle nasıl dönüştürdüğünü anlattı.

“DNA’yı yok sayamazsın, motivasyon gerçekçi olmalı”

Ronaldo ve benzeri sporcuların sosyal medyada dolaşan “çalışmak her şeydir” türündeki söylemlerine gerçekçi bir perspektiften yaklaşan Aydın, “DNA’nın önemi yadsınamaz” diyerek bireysel farklılıkların başarı üzerindeki etkisini vurguladı. Her bireyin aynı potansiyele sahip olmadığını belirten Aydın, motivasyonun kişiye özel olması gerektiğini söyledi.

“Hiç egom olmadı çünkü ailem öyle değildi”

Başarıya rağmen mütevazı yapısıyla dikkat çeken İlkin Aydın, kişiliğini ailesinden aldığını dile getirdi. Voleybolcu kimliğinin önüne geçmeyen kişisel duruşunun, onu mental olarak güçlü kıldığını ifade etti. “Beni havaya sokan şey ne kattığımdır, ne kazandığım değil” diyerek gençlere samimiyetle yaklaştı.

Takım olmak: “Bugün sen, yarın ben”

Takım içindeki uyuma ve destek kültürüne de değinen Aydın, “Bugün biri kötü oynar, yarın sen. Laf söylemek yerine motive etmek gerekir” dedi. Kadın sporcular arasında olabilecek duygusal iniş çıkışların normal olduğunu ama bu durumun hiçbir zaman huzursuzluğa yol açmadığını belirtti.

Genç kızlara ve ailelere mesaj: “Karar onların, sabır sizden”

Sporcu olmak isteyen çocuklar için en önemli unsurun özgür tercih olduğuna değinen Aydın, “Benim gibi birçok çocuk farklı branşları denemeli. Annelere düşen görev ise sabır göstermek” diyerek ailelere seslendi. Voleybol yolculuğunun ağlamalarla, kararsızlıklarla başladığını ama annesinin sabrıyla şekillendiğini paylaştı.

“Örnek alınan yüzüm değil emeğim olsun”

Gençlerin sadece dış görünüşüne değil, emeğine ve disiplinine odaklanmasını isteyen Aydın, sporun sadece fiziksel değil, zihinsel bir yolculuk olduğunu hatırlattı. “Ojeyi değil, antrenmanı örnek alın” diyerek toplumda yaratılan algıyı kırmak gerektiğini ifade etti.

19 Mayıs mesajı: “Bayramlar bizim değerimiz”

Programın sonunda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel bir mesaj veren Aydın, “Bayramlarımız bize verilmiş en büyük değer. Atatürk’ün biz gençlere armağan ettiği bu günün coşkuyla kutlanması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Ünilig Voleybol Süper Ligi’nde Fair Play ruhu öne çıktı. Üç oyuncu, örnek davranışları nedeniyle Yeşil Kart ile ödüllendirildi.

Türkiye Üniversiteler Spor Federasyonu’nun düzenlediği Ünilig Voleybol Süper Ligi Türkiye Şampiyonası’nda grup maçları 14 Mayıs Çarşamba günü tamamlanacak. Eskişehir’in ev sahipliği yaptığı turnuvada Fair Play örnekleri ön plana çıkıyor.

İlk iki gün boyunca oynanan maçlarda, takımların rekabeti kadar sporcuların centilmenliği de dikkat çekti. Sahada sergilenen davranışlar, Fair Play anlayışının turnuvaya damgasını vurduğunu gösterdi.

Yeşil Kart ile ödüllendirildiler

Turnuvada başhakemler, Fair Play’e uygun hareket eden sporcuları Yeşil Kart ile ödüllendiriyor. Bu uygulama, örnek davranışların teşvik edilmesini amaçlıyor. İlk iki günün sonunda üç sporcu Yeşil Kart almaya hak kazandı.

Nişantaşı Üniversitesi’nden Melis Katipoğlu, İstanbul Üniversitesi’nden Batuhan Taşören ve Haliç Üniversitesi’nden Ali İhsan Çeribaş, karşılaşmalarda sergiledikleri centilmence davranışlarla Fair Play ruhunu yansıttılar.

Mücadele kadar centilmenlik de ön planda

Üniversiteler arası mücadeleye sahne olan organizasyonda sporcular, sadece performanslarıyla değil, sergiledikleri örnek tavırlarla da öne çıkıyor. Hakemlerin Yeşil Kart uygulaması ise bu davranışların yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.

14 Mayıs’ta sona erecek grup müsabakalarının ardından, turnuvada yarı final ve final heyecanı yaşanacak.

Beşiktaş’ın yeni transferi Julia Szczurowska, Türkiye kariyerinde sapık korkusu yaşadığını anlattı. Polonyalı yıldız, zorlu sezonunu paylaştı.

Beşiktaş’ın yeni transferi Julia Szczurowska, Türkiye kariyeriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Polonyalı voleybolcu, hem sportif anlamda hem de kişisel olarak büyük bir dönüşüm yaşadığını belirtti.

Türkiye kariyeri ve sapık korkusu

Vodafone Sultanlar Ligi ekiplerinden Beşiktaş’a sezon ortasında katılan Szczurowska, Bursa temsilcisi Nilüfer Belediyespor’da forma giydiği dönemde bir sapığın tacizine uğradığını açıkladı. Polonya basınına konuşan 23 yaşındaki oyuncu, Türkiye’ye geldikten sonra hayatının köklü biçimde değiştiğini ifade etti.

“Oraya giderken tamamen farklı bir kızdım. Hem sportif hem yaşam açısından büyük tecrübeler edindim. Ancak kısa sürede bir sapık ortaya çıktı. Bu çok zor bir başlangıçtı.”

Zor bir sezon, acı bir kayıp

Szczurowska, Fransa’dan eski takım arkadaşı Pilar Marie Victoria’nın ani ölümünün de kendisini derinden etkilediğini belirtti. Aynı takımda tekrar bir araya gelecekleri dönemde yaşanan bu kaybın, sezon boyunca zihinsel yükünü artırdığını vurguladı.

“Ölümü çok ani oldu. Neler olduğunu anlayamadan kendimi toparlamaya çalıştım. Artık sadece kendim için değil, onun için de oynayacağımı biliyordum.”

Milli formayla gurur yaşadı

Türkiye’de geçirdiği sezonun ardından Polonya Milli Takımı’na seçilen Julia Szczurowska, bu gelişmenin ailesi için de büyük anlam taşıdığını söyledi. Heyecanı kadar stresi de yaşadığını itiraf eden oyuncu, kariyerinde yeni bir sayfa açtığını vurguladı.

“Milli takıma çağrılmak benim için gurur verici. Ailemin hayalini gerçekleştirdim. Bu da bana güç veriyor.”

Yeni hedef: Brezilya ligi

Beşiktaş’ta kendini daha da geliştirmek isteyen başarılı pasör çaprazı, uzun vadede en büyük hayalinin Brezilya’da forma giymek olduğunu açıkladı. Oradaki voleybol atmosferinin kendisini cezbettiğini söyleyen Szczurowska, Brezilya Ligi’ni “tutkulu ve fiziksel” olarak tanımladı.

“Brezilya’da oynamak en büyük hedefim. Oradaki çılgın tribün atmosferi beni büyülüyor. Kendimi o ortamda görmek istiyorum.”